Cool Metinlerden Dinî Hükümler Çıkarmak:


İslâm şeriatının bulanmayan temiz kaynağı, Allah Tealânm ki¤tabı olan Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed (S.A.V.)'in sünnetleri¤dir. Metinler sınırlı, hâdiseler sınırsızdır. Meydana çıkan her olay için dinî bir hüküm bulmak gerekmektedir. Metinler, umumi hü¤kümleri kapsamakta, teferruata dair her zaman nass bulunamamak¤tadır. Bu sebeple metinleri ve olayları incelemek ve bir hükme bağ¤lamak zarureti vardır. Bu sahada çalışan âlimler, metinlerden hü¤küm çıkarma hususunda farklı metodlarla hareket etmişler, herkes kendi düşüncesi ve görüşüne, kendisine ulaşan ha4is ve doğruluğu¤na güvendiği sahabe haberlerine göre hüküm çıkanmşdır,

Şu hususa dikkat etmek gerekir ki; metinlerden hüküm çıkar¤ma sebebiyle ortaya çıkan ihtilaflar, hiçbir zaman tehlikeli olmamış, bilakis güzel sonuçlara ve övgüye layık neticelere varılmıştır. Zira ihtilaf neticesi ortaya çıkan görüşlerin tümü birleştirilerek, bütün beşeri kanunlardan daha sağlam, daha adaletli, daha güçlü, her za¤man ve her yer için geçerli, selim insan yaratılışına uygun, dört ba¤şı mamur bir nizam meydana getirmek mümkündür.[34]



III. Müslümanlar Arasında Meydana Gelen İhtila¤fın Sahası:


Buraya kadar, müslümanlar arasında meydana gelen ihtilaf se¤beplerinin bir kısmını anlattık. Her zaman ihtilafın dış görünüşü gö¤ze çarpar, asıl sebepleri ise gizli kalır. Sebeplerden bazıları, araştır¤macılar tarafından görülürse de diğer bazıları tarihi olaylar içeri¤sinde gizli kalır. Bazan ihtilafın doğrudan sebebi basit bir hadise olur. Fakat neticede umumî meselelerde ihtilafa yol açar. Hele insan¤lar ruhi bakımdan .buna müsait, yaratılışları icabı geniş düşünme eğiliminde iseler ve anlayış kabiliyetleri de farklı ise basit bir me¤seleyi abartıp geniş çapta ihtilafa düşerler.

Müslümanlar arasmdaki ihtilaf, iki sahada görülmektedir. Bun¤lardan biri, tatbikat sahasında, diğeri ise ilmi ve teorik sahada gö¤rülmüştür.[35]


a) Tatbikat Sahasındaki İhtilaf:


Hz. Osman (R.A) 'a karşı isyan edenlerin ortaya çıkardıkları ih¤tilaf, Hz. Ali (R.A.) ile Haricîlerin arasında çıkan ihtilaf, Abdullah b. Zübeyr (R.A.) ile Emevîler arasında görülen ihtilaf, Haricîlerle Emeviler arasında görülen ihtilaf, tatbikat sahasında görülen fiilî ihtilaflardır. Bu çeşit. hadiseleri, siyasî tarihler inceler, ilmî neden¤lerini izah etmeye çalışır sebeplerle neticeleri birbirine bağlamaya uğraşır.

Olayları değil, çeşitli mezhep ve ilimlerin tarihlerini inceleyen ilim adamları, amelî sahadaki ihtilafların düşünceler üzerinde ne gibi etkileri bulunduğuna ve doktrinlerin de bu tip ihtilaflara ne gi¤bi tesirler yaptığını kaydetmeye önem verir. Meselâ: Hz. Ali (R.A.) ile ona karşı isyan eden Emevîler arasındaki ihtilafın asıl sebebi; ha¤life seçme hakkının kime ait olduğu düşüncesidir. Halifeyi seçme hakkı sadece Medinelilere aittir de diğer insanlar onlara mı tâbi ola¤caktır? Yoksa bu hak, her yerde bulunan bütün müslümanlara mı aittir?

Bu meselede, hidayet rehberi Hz. Ali (R.Â.) ile Emevîîer arasın¤da ortaya çıkan bu şiddetli ihtilaftan Havaric, Şia ve benzeri çeşitli mezhepler ortaya çıkmıştır.

Haricîlerin ortaya çıkışından sonra, evvela Haricîlerle Hz. Ali ve evlâtları arasında daha sonra da yine Haricîlerle Emevîler arasında korkunç savaşlar meydana gelmiştir. Şiî mezhebinin ortaya çıkışından ise, uzun süren savaşlar meydana gelmiş, ilk kurlusunda şiî olan Abbasî devletinin kuruluşuyla bu savaşlar sona ermiştir.

Görüldüğü gibi siyasi mezheplerle, ortaya çıkan hadiseler ara¤sında büyük bir irtibat vardır. Bu irtibat, müslümanlar arasındaki ihtilafı körüklemiştir.

îşte müslümanlar arasında meydana gelen ihtilafların, bîr ta¤kını görüş ayrılıklarına dayandığı, sadece yönetimi ele geçirip baş¤kalarına üstün gelmek için, hükümdarlar arasında görülen ihtilaf¤lar şekline henüz dönüşmediği bir zamanda müslümanlar arasmda¤ki tatbikat sahasındaki ihtilafla teorik ihtilafın birbirlerini etkileme¤leri bu şekilde olmuştur. Ancak, hükümdarların ve taraftarlarının arasında- görülen iktidara ilişkin ihtilaflar, görüş farklılıklarına da¤yanan ihtilaflar şeklinde başlar. Müslümanlara hükmetme ve onla¤rı tahakküm altında tutmaya bu yollarla gidilmiştir.

Peygmber (S.A.V.)'imizin şu hadis-i şerifi bu hadiseyi çok doğ¤ru bir şekilde bizlere anlatmaktadır. Efendimiz buyurur ki: «Ben¤den sonra hilafet otuz senedir. Ondan sonra saltanat başlayacaktır.»[36] Diğer bir rivayette ise «Üzerinizde peygamberlik dönemi, Allah Te-alâ'nın dilediği kadar devam edecektir. Sonra, Allah Tealâ onu kal¤dırmayı dilediğinde kaldıracaktır. Daha sonra ise peygamberlik dö¤nemini esas alan hilafet dönemi gelecek, Allah Tealâ'nm dilfditri ka¤dar devam edecek, daha sonra Allah Tealâ, kaldırmavı dilediğinde onu da "kaldıraçaldır. Nîhavet ısırıcı bir saltanat dönemi gelecektir.»[37] Not: Burada da, hadîsin, asıl kaynağındaki metnine itibar edilmiştir.

Gerçekten de Osman-ı Zinnureyn (R.A.) ve îslâm kahramanı Hz. Ali (R.Â.) dönemlerinde meydana gelen ihtilaflar neticesinde Emevîler iktidarı ortaya çıkmış, nihayet îslâmî idare bazan adaletli, çok zamanlar da zalim bir ısırıcı saltanata dönüştürülmüştür.[38]