Eski bakanlarımızdan biri, bakanlık yaptığı günlerdeki bir dış gezi sırasında başından geçen enteresan bir hadiseyi şöyle anlatıyor:

Diplomatik işler için gittiğim Macaristan'da, işlerimi bitirdikten sonra benimle ilgilenen yetkili bakan: "Efendim diplomatik işlerimiz bitti, şimdi nereyi görmek istersiniz?" diye sordu. Ben de, hemen:'Tabii ki Estergon Kalesi'ni dedim.

Kaleye gittik ve gezdik. Bakan, daha sonra bana: "Şu kilisede resim sergisi varmış" deyince "Orayı da gezelim" dedim. Sergiyi gezerken bir yere geldik. Burada , ev sahibi bakan: "Burayı geçelim, ileride size göstereceğim önemli tablolar var" dedi. Ben, "Yine de yavaş gidelim" dedim. Bir kaç adım atar atmaz gördüğüm tablo karşısında donakaldım.

Yaklaşık 4 metre eninde 6 metre boyunda bir tablo. Tabloda Hazreti Isa çarmıha gerilmiş, ama çarmıha gererek ellerine çivi çakanlar bizim Yeniçeriler. Başlarında emir veren de bir Yeniçeri Ağası. "Bu tablo nereden geldi?" diye sordum. "Efendim, Papa'nın Estergon'un 900. yıldönümü münasebetiyle hediye ettiği tablo bu" dediler.

Avrupa'nın göbeğinde binlerce insan bu tabloyu görüyor. Görenler de tabii "Ah bu hain Türkler, Hazreti Isa'yı da onlar çarmıha germiş diyorlar.(49)