[center][font:c6d3=Verdana][b]İSLAMİYET, SAĞLIK VE BESLENME[/b][/font]


[img(207,163)]http://www.kalbesimya.com/images/stories/cocuk.gif[/img][/center]


[font:c6d3=Verdana]İslam dini insan sağlığına büyük önem vermiştir. Onu zararlı olan her şeyden korumak için gerekli bütün yolları göstermiştir. Bunun içindir ki gerek Kur’an-ı Kerim’de gerekse Hadis-i Şeriflerde koruyucu hekimliğe geniş yer verilmiş, ruh ve beden sağlığını, yemek içmek ve ibadet konularında dikkate almıştır.[/font]



[i][font:c6d3=Verdana]“ Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi[/font][/i]

[font:c6d3=Verdana][i]Olmaya cihanda devlet, bir nefes sıhhat gibi”[/i][/font]



[font:c6d3=Verdana]Manası: Halk en büyük devletin padişahlık olduğunu söyler, halbuki hayatta en büyük devlet, sağlıklı aldığımız nefeslerdir.[/font]



[font:c6d3=Verdana]Sıhhati korumak vaciptir. Dinimizin bir kısım emir ve yasakları sıhhi sebeplere dayanmaktadır. İçki ve domuz etinin haram kılınması, önce sıhhati korumak, sonra da aile ve topluluğu felakete sürüklemekten kurtarmak içindir. Namaz kılınmak için alınan abdest, insanları birçok bulaşıcı hastalıklardan ve çeşitli hastalıklar meydana getiren mikroplardan korumaya iyi bir yardımcıdır. Peygamberimiz (sav) in yaşayış tarzı da bir itidal içerisinde geçmiştir. Mideyi rahatsız edecek kadar yememesi, soğuk suyu emercesine içmesi bunun en açık misalidir.[/font]



[font:c6d3=Verdana]İyi bilinmeli ki, Allah isim ve sıfatlarına muvafık olan şeyleri sever. Mesela: Allah kavidir. Kuvvetli mü’minleri seven Bir’dir. Tek olan şeyleri sever Güzel’dir, güzel olan şeyleri sever. İlim sahibidir, alimleri sever. Münezzeh’dir, temiz olanları sever. Mü’mindir iman sahiplerini sever. Muhsin’dir iyilik edenleri sever. O halde Allah’ın sevmediği hal ve sıfatlardan, hareket ve davranışlardan sakınmak lazımdır. Nefsin doymak bilmeyen arzularına kapılan insanlar iki türlü hastalığa müptela olurlar:[/font]



[font:c6d3=Verdana]1- Ruhi, 2- Bedeni, birinci hastalık ebedi hayatı, ikinci fani hayatı köreltir.[/font]



[font:c6d3=Verdana]Demek ki, hastalığın çoğu nefsin kötü arzularından gelmektedir, kuvvetli ve sağlam bir mü’min olabilmek için önce nefse hakim olmak gerekir.[/font]



[font:c6d3=Verdana]Peygamberimiz (sav) buyurur ki:[/font]



[font:c6d3=Verdana][i]“ – Oburca yemek-içmek suretiyle kalblerinizi öldürmeyiz. Kalb, bir fidana benzer. Nasıl fidana aşırıca su verilirse sararıp solar ve büyümezse, kalb de fazla su ile ölür, salim düşünce ve insani huylar kalmaz.”[/i][/font]



[font:c6d3=Verdana]Bazıları, mideyi, kalbin altında kaynamakta ve buharlarını kalbe doğru üflemekte olan bir tencereye benzetirler. Buhar ne kadar çok olursa çarptığı yeri o derece rahatsız edeceği ve karartacağı gibi mide de ne kadar çok dolu olursa, kalbi o derece fazla karartır ve incitir. Ayrıca çok yiyen kıt anlayışlı olur, ilim öğrenemez. Çünkü devamlı tokluk ve oburluk zekayı körletir. [/font]



[font:c6d3=Verdana]Lokman Hekim (oğluna öğüt verir):[/font]



[font:c6d3=Verdana]“ – Ey oğlum! Çok uyuma, çok yeme! Kim çok çok uyur ve çok yerse kıyamet günü iflas etmiş olarak gelir, hiçbir güzel ameli bulunmaz:[/font]



[font:c6d3=Verdana]“ Müslümanlar ibadet zevkini bulmak için doyasıya yememeli. Gene Rabbine kavuşmak iştiyakiyla kanasıya su içmemeli. Çünkü çok yiyen çok ibadet yapamaz. İnsan oburca yerse vücudunu sıklet basar, gözlerini uyku!... Azası avareleşir, ibadet etmeye çalışsa bile yapamaz, sadece elinden uyku gelir."[/font]