MÜ'MİNforum βeta

Merhaba ziyaretçi, Öncelikle sitemize hoşgeldiniz. Ben robot moderatör olarak siteden daha fazla yararlanmanız için sitemize üye olmanızı öneririm. İyi eğlenceler.


MUMİN FORUM


MÜ'MİNforum βeta

Merhaba ziyaretçi, Öncelikle sitemize hoşgeldiniz. Ben robot moderatör olarak siteden daha fazla yararlanmanız için sitemize üye olmanızı öneririm. İyi eğlenceler.


MUMİN FORUM

MÜ'MİNforum βeta
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MÜ'MİNforum βetaGiriş yap

beta versiyon


descriptionHz. İbrahim (a.s) EmptyHz. İbrahim (a.s)

more_horiz
[center][font:36d5=Arial][size=16][color:36d5=red]Hz. İBRÂHİM (a.s)[/color][/size][/font][/center]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]Kur'an-ı Kerim'de Allahu Teâlâ'nın "Halil" dost diye nitelediği [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]ulu'l-azm mertebesinde olan peygamber.[/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]Nuh (a.s)'un çocukları ve torunları, önce Irak'a yerleşmiş ve [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]Fırat nehrinin yakın bir yerinde Babil şehrini kurmuşlardı. [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]Daha sonra, burada yerleşmiş olanlardan bir grup ayrılıp Dicle [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]kıyısında -bugün Musul şehrinin civarında- Ninova şehrini [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]inşâ etmişlerdi. Babil'deki halkın yerlileri olan Nabt kavmi, [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]Süryânî dilini konuşmakta olup Babil şehrini de başkent [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]yapmışlardı. Ninova'da ortaya çıkan Asur devletinde ise [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]başkent Ninova olup, Babil'i hâkimiyetleri altına almıştı. Bir [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]süre sonra Babil'de, Keldânîler, Asurluların hâkimiyetleri [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]altında bulunan Nabt'ların ilim ve kültürüne sahip çıkmıştı.[/size][/color][/font]


[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]Babilliler, tek Allah'a inanmayıp putlara ve yıldızlara taparlardı. [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]Putları ve yıldızları, ruhların sembolü olarak kabul ederlerdi. [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]Onların bu inancına "Sâbiîlik" denir. Sâbiîlik; ruhlara ve [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]meleklere ibadet esasından başlar ve giderek yıldızlara, aya, [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]güneşe ve sonunda bunlar adına yapılmış putlara tapmağa [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]varırdı. Babil'de putların hem yapılıp hem de tapıldığı [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]puthaneler vardı. Bundan dolayı devlet yönetiminde bir [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]puthane bakanı bile bulunurdu. İşte Allah, böyle inançtan [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]yoksun ve medeniyetten uzak bir toplum olan Babil halkına [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]İbrahim (a.s)'ı göndermişti.[color:36d5=red] "İbrahim" kelimesinin manası [/color][/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16][color:36d5=red]"cemaat babası" demektir.[/color] Nitekim kendisinden sonra gelen [/size][/color][/font]

[font:36d5=Arial][color:36d5=#000000][size=16]peygamberle babası Hz. İbrahim'dir.[/size][/color][/font]

[size=16]Cemaatının "Allah'ın dostu" anlamına gelen "[color:36d5=red]Halîlullah[/color]"

ünvanına sahip İbrahim (a.s), "Ulü'l-azm" denilen [/size]

[size=16]büyük peygamberlerden biridir. "Ulü'l-azm" gayesine [/size]

[size=16]erişen diğer peygamberler ise Nuh (a.s), Musa (a.s), [/size]

[size=16]İsa (a.s) ve Muhammed (a.s)'dir. Hz. İbrahim'in [/size]

[size=16]"halilullah" lakabını alması Allah'a olan sevgi ve [/size]

[size=16]bağlılığındandır. Bir rivayete göre Hz. İbrahim [/size]

[size=16]insanlara karşı çok cömert olduğu ve onlardan hiçbir [/size]

[size=16]şey istemediği için "halilullah" diye nitelendirilmiştir.[/size]


[size=16]İbrahim (a.s)'ın nesebi hakkındaki rivâyetler [/size]

[size=16]muhteliftir. Ancak rivayetlerin hepsi Sâm b. Nûh'a [/size]

[size=16]vardığında ittifak etmiştir. Babasının ismi Tarih lakabı [/size]

[size=16]Âzerî'dir.[/size]

[size=16]Hz. İbrahim'in ismi Kur'an-ı Kerim'de yirmi beş sûrede [/size]

[size=16]altmış dokuz defa geçmiştir. Kur'an-ı Kerim'de Hz. [/size]

[size=16]İbrahim değişik isim ve sıfatlarla anılmış ve [/size]

[size=16]kendisinden övgüyle bahsedilmiştir. Kur'an'da da [/size]

[size=16]geçen sıfatlarının bazıları: Evvâh (çok ah eden), Halim, [/size]

[size=16]Munib (Allah'a sığınan), Hanîf, Kânit (Allah'a kulluk [/size]

[size=16]eden), Şâkir.[/size]


[size=16]Hz. Peygamber (s.a.s)'de Hz. İbrahim (a.s)'ın faziletini [/size]

[size=16]anlatırken şöyle der: "Kıyâmet günü ilk elbise [/size]

[size=16]giydirilen kişi, İbrahim'dir." (Buhâr;, Enbiyâ, Cool. "bir [/size]

[size=16]gece bana rüyamda her zaman gelen iki melek (Cibril [/size]

[size=16]ile Mikâil) geldi. Bunlarla beraber gittik nihayet uzun [/size]

[size=16]boylu birinin yanına vardık, (Semaya doğru yücelen) [/size]

[size=16]boyunun uzunluğundan başını neredeyse [/size]

[size=16]göremeyecektim. O İbrahim (a.s) idi (Buhârî, Enbiyâ, [/size]

[size=16]).[/size]

descriptionHz. İbrahim (a.s) EmptyGeri: Hz. İbrahim (a.s)

more_horiz
[size=16]İbrahim (a.s) Babil halkına uzun süre hak dini,

dünyayı, âhireti, hayatı, ölümü ve yeniden dirilişi [/size]

[size=16]anlatmış, en yakını olan babasına ise bu meseleyi [/size]

[size=16]inceden inceye izah etmişti. Ancak başta babası Âzer [/size]

[size=16]olmak üzere halk, İbrahim (a.s)'a inanmayıp inkâr [/size]

[size=16]etmişti. İbrahim (a.s), babasının bu hareketine [/size]

[size=16]kızmamış, ona darılmamıştı. Hatta onun için Allah'tan [/size]

[size=16]rahmet dileyerek babasına karşı şöyle dedi: "Sana [/size]

[size=16]selâm olsun! Senin için rabbımdan mağfiret [/size]

[size=16]dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı [/size]

[size=16]lütufkârdır" (Meryem, 19/47). Bundan sonra İbrahim [/size]

[size=16](a.s), baba ocağını terkederek oradan ayrıldı.[/size]


[size=16]Milletine, putların hiçbir fayda sağlayamayacağını pek [/size]

[size=16]çok kere söyleyen ve ancak Yüce Allah'ı üstün [/size]

[size=16]niteliklere sahip olduğunu bildiren İbrahim (a.s), [/size]

[size=16]milletinin kendisine inanmadığını görünce hemen [/size]

[size=16]Nemrud'a gitti. Kur'an-ı Kerîm'de ismi geçmeyen ve o [/size]

[size=16]sıralar milletinin başında bulunan Nemrud, sahip [/size]

[size=16]olduğu servet ve saltanatıyla kendini ilâh [/size]

[size=16]sanmaktaydı.[/size]


[size=16]İbrahim (a.s), Nemrud'a Allah inancından bahsetti. [/size]

[size=16]Fakat o reddetti ve İbrahim (a.s) ile Rabbi hakkında [/size]

[size=16]münakaşaya girişti. İbrahim (a.s) Allah Teâlâ'nın hem [/size]

[size=16]dirilttiğini hem de öldürdüğünü söyleyince Nemrud, [/size]

[size=16]kendisinin de bunu yapmağa gücü yettiğini ifade eder. [/size]

[size=16]Nemrud, bunu ispat için, iki adamı getirtmiş, birini [/size]

[size=16]öldürmüş, diğerini bırakmış; böylece öldürmeğe ve [/size]

[size=16]diriltmeğe kâdir olduğunu göstermişti. Bu defa İbrahim [/size]

[size=16](a.s.): "Allah güneşi doğudan getiriyor, sen de batıdan [/size]

[size=16]getirsene" (el-Bakara, 2/258) deyince Nemrud şaşırıp [/size]

[size=16]kalmıştı.[/size]

[size=16]Bir ara, Allah inancını kabule yanaşmayan halk, bir

bayram günü âdetleri üzere puthaneye yemek [/size]

[size=16]getirmiş, putlarının önüne koymuş, daha sonra da [/size]

[size=16]eğlenme yerlerine gitmişti. İbrahim (a.s)'ı de [/size]

[size=16]götürmek istemişler, ancak o, rahatsız olduğu [/size]

[size=16]gerekçesiyle gitmemişti. Onlar eğlence yerlerine [/size]

[size=16]gidince, puthaneye girip putların hepsini paramparça [/size]

[size=16]etmiş, içlerinden sadece en büyüğünü, ona baş [/size]

[size=16]vursunlar diye sağlam bırakmıştı.[/size]

[size=16]Bayram eğlenceleri biten halk, yine âdetleri üzere [/size]

[size=16]yemeklerini almak için puthaneye gelmiş, ancak [/size]

[size=16]puthaneyi harabeye dönmüş bir durumda görünce, [/size]

[size=16]putları bu hale getirenin İbrahim (a.s.) olabileceğini [/size]

[size=16]düşünmüşler, İbrahim (a.s)'i çağırıp şu şekilde sorguya [/size]

[size=16]çekmişlerdir: "Ey İbrahim! Tanrılarımıza bu hareketi [/size]

[size=16]sen mi yaptın?" Hz. İbrahim bu soruya "Belki onu, şu [/size]

[size=16]büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorsa, onlara sorun!" [/size]

[size=16]şeklinde cevap verdi (el-Enbiyâ, 21/62-63). Halk, [/size]

[size=16]putların cansız ve konuşamaz olduklarını itiraf edince [/size]

[size=16]İbrahim (a.s) tevhid inancını haykırırcasına şöyle dedi: [/size]

[size=16]"O halde Allah'ı bırakıp da size hiç bir fayda ve zarar [/size]

[size=16]veremeyecek olan putlara ne diye taparsınız? Size de, [/size]

[size=16]Allah'ı bırakıp taptıklarınıza da yazıklar olsun! Hâlâ [/size]

[size=16]akıllanmayacak mısınız?" (el-Enbiyâ, 21/66-67).[/size]

descriptionHz. İbrahim (a.s) EmptyGeri: Hz. İbrahim (a.s)

more_horiz
[size=16]İbrahim (a.s)'ın bu savunması, sapıklar tarafından

onun suçlu duruma düşmesine yetmişti. Sapıkların [/size]

[size=16]lideri Nemrud, İbrahim (a.s)'ın öldürülerek veya [/size]

[size=16]yakılarak cezalandırılmasını teklif etmiş ve nihayet [/size]

[size=16]ateşte yakılmasına karar verilmişti. Hazırlanan ateşin [/size]

[size=16]alevi, en şiddetli ve hararetli duruma geldiğinde [/size]

[size=16]İbrahim (a.s)'ı mancınıkla fırlatıp ateşe attılar. Ancak [/size]

[size=16]ateşin ve her şeyin sahibi olan Allah, ateşe şöyle emir [/size]

[size=16]verdi: "Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve zararsız [/size]

[size=16]ol!" (el-Enbiyâ, 21/69). Böylece İbrahim (a.s) ateşten [/size]

[size=16]kurtulmuş oldu. O sırada İbrahim (a.s)'a inanan tek bir [/size]

[size=16]kişi vardı; o da Lut (a.s) idi.[/size]


[size=16]Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "İbrahim aleyhi's-[/size]

[size=16]salâtü ve's Selâm yalnız üç defa (te'vil ile başka bir [/size]

[size=16]manaya çevirerek) yalan söylemiştir. Bunların ikisi [/size]

[size=16]Aziz ve Celil olan Allah'ın zâtı ve rızası için: Birisi [/size]

[size=16](putperestlere) "ben hastayım" demesi öbürüsü de [/size]

[size=16]"Belki putların şu büyüğü bu işi işlemiştir" demesi. [/size]

[size=16]Resulullah üçüncüsü için de şöyle demiştir: "İbrahim [/size]

[size=16]günün birinde zevcesi Sâre ile birlikte azılı bir zalime [/size]

[size=16]uğramıştı" (Buhârî, Enbiya, Cool.[/size]

descriptionHz. İbrahim (a.s) EmptyGeri: Hz. İbrahim (a.s)

more_horiz
[size=16]Hadisenin devamı şöyle anlatılmıştır. Hz. İbrahim

amcasının kızı olan hanımı Hz. Sâre ile birlikte Mısır [/size]

[size=16]tarafına seyahat ederken "Erdün" kasabasına [/size]

[size=16]gelmişler; şehrin kralı ile aralarında ilginç bir hadise [/size]

[size=16]geçmiştir. Ebu Hureyre, Peygamber (s.a.s)'den rivayet [/size]

[size=16]etmiştir. Hz. Peygamber şöyle anlatmıştır: "İbrahim [/size]

[size=16](a.s) hanımı Sâre ile birlikte bir şehre gelmişlerdi. O [/size]

[size=16]şehirde bir kral veya zâlim bir idareci vardı. Bu zâlime [/size]

[size=16]"İbrahim, yanında çok güzel bir kadınla şehre girdi" [/size]

[size=16]diye haber gönderdiler. Kral "ey İbrahim! yanındaki [/size]

[size=16]kadın neyin, kimindir?" diye sordurdu. İbrahim (a.s) [/size]

[size=16](din) kardeşimdir" dedi. Sonra Sâre'ye gelip "sakın [/size]

[size=16]beni yalancı çıkarma, ben bunlara seni kız kardeşimdir [/size]

[size=16]dedim. Allah'a yemin ederim ki, yeryüzünde benden, [/size]

[size=16]senden başka iman eden hiç kimse yoktur" buyurdu. [/size]

[size=16]Sâre kralın yanına gelince kral (ona kötülük yapmaya) [/size]

[size=16]teşebbüs etti. Hz. Sâre kalktı abdest aldı, namaza [/size]

[size=16]durdu. Sonra şöyle dua etti: "Yâ Rab! Ben sana ve [/size]

[size=16]senin peygamberine iman ettimse, ben kadınlığımı [/size]

[size=16]zevcimden başkasına karşı koruduysam (ki şu ana [/size]

[size=16]kadar böyleydim) benim üzerime şu kâfiri musallat [/size]

[size=16]etme". Kralın nefesi boğuldu; ayağıyla yere vurarak [/size]

[size=16]çırpınmaya başladı. Bunun üzerine Sâre "Allahım şayet [/size]

[size=16]bu adam ölürse bunu bu kadın öldürdü denilir" diye [/size]

[size=16]dua etti. Bunun üzerine adam rahatladı". Bu hadise üç [/size]

[size=16]defa tekrarlandı. "Bunun üzerine melik etrafındakilere" [/size]

[size=16]siz bana şeytan göndermişsiniz Bu kadını İbrahim [/size]

[size=16](a.s)'e gönderiniz. Hâcer'i de Sâre'ye veriniz" dedi. [/size]

[size=16]Bunun üzerine Sâre Hz. İbrahim'in yanına gelerek ona [/size]

[size=16](olayı anlattı) ve "Anladın mı! Allah kâfiri zelil etti; [/size]

[size=16]bana bir cariyeyi de hizmetçi verdi" dedi (Buhârî, [/size]

[size=16]Buyû, 100; Hibe, 36).[/size]

[size=16]İbrahim (a.s), o ülkeden ayrıldıktan sonra pek çok yer

gezdi. Sonunda Şam'da karar kıldı. Orada kendisine [/size]

[size=16]inananlar günden güne arttı. İbrahim (a.s)'e inanların [/size]

[size=16]oluşturduğu kitleye "İbrahim milleti" adı verildi.[/size]

[size=16]İbrahim (a.s) Babil'den ayrılacağı zaman, babası için [/size]

[size=16]Allahu Teâlâ'dan bağışlanma dileyeceğini hatırlamış ve [/size]

[size=16]babasının affı için Allah'a şöyle yalvarmıştı: "Babamı [/size]

[size=16]da bağışla! Çünkü o sapıklardandır" (eş-Şuârâ, 26/86). [/size]

[size=16]Babası da olsa kâfirler için dua edilmeyeceğini bilen [/size]

[size=16]İbrahim (a.s) bunu, memleketinden ayrılırken verdiği [/size]

[size=16]sözden dolayı yapmıştı. İbrahim (a.s)'ın duası kabul [/size]

[size=16]edilmedi ve ayeti kerimede bu durum şöyle ortaya [/size]

[size=16]kondu: "Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra [/size]

[size=16]akraba bile olsalar puta tapanlar için mağfiret dilemek [/size]

[size=16]peygamberlere ve mü'minlere yaraşmaz" (et-Tevbe, [/size]

[size=16]9/113).[/size]


[size=16]İbrahim (a.s)'in bundan sonraki yaşantısı Lut (a.s), [/size]

[size=16]İsmail (a.s) ve İshak (a.s) ile birlikte geçti. Bunlar [/size]

[size=16]hakkında Allahu Teâlâ şöyle buyurur: "Onları [/size]

[size=16]buyruğumuz altında, insanları doğru yola götüren [/size]

[size=16]önderler yaptık; onlara iyi işler yapmayı, namaz [/size]

[size=16]kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk [/size]

[size=16]eden kimselerdi" (el-Enbiyâ, 21/73).[/size]

[size=16]Allah Teâla, İbrahim (a.s)'a on sayfalık bir kitap da

vermiştir. Uzunca bir süre yaşadıktan sonra, ömrünün [/size]

[size=16]sonlarına doğru Mısır'a gitti. İbrahim (a.s) vefat [/size]

[size=16]ettiğinde -kuvvetli rivayetlere göre- Kudüs [/size]

[size=16]yakınlarında Halilü'r-rahman denilen yerde defnedildi.[/size]


[size=16]Hanîflik: İbrahim (a.s)'in dinin temeli tevhide (Allah'ın [/size]

[size=16]birliğine) dayanıyordu. Ancak zamanla bu inanç [/size]

[size=16]unutulmuş ve putperestlik Araplar arasında tamamen [/size]

[size=16]yayılmıştı. Buna rağmen birkaç kişide tevhit akîdesinin [/size]

[size=16]izleri görülüyordu. Bunlara "Hanif" denirdi.[/size]


[size=16]Hanîf, batıldan uzak, Hakk'a yönelen ve tevhit inancı [/size]

[size=16]üzere bir Allah'ı tasdik eden kişi demektir. Kur'an-ı [/size]

[size=16]Kerim de "hanîf" kelimesi birkaç yerde geçer. "Hanif" [/size]

[size=16]kelimesi daha çok, Hz. İbrahim için Allah'a saf ve [/size]

[size=16]temiz bir şekilde ibadet eden bir kul anlamında [/size]

[size=16]kullanılmıştır.[/size]

descriptionHz. İbrahim (a.s) EmptyGeri: Hz. İbrahim (a.s)

more_horiz
[size=16]Haniflikle ilgili ayetlerde şu ifadeler bulunur: "Ve hanif

olarak yüzünü dine doğrult ve sakın Allah'a ortak [/size]

[size=16]koşanlardan olma!" (Yunus 10/105) "Sonra da biz, [/size]

[size=16]Hanîf olan, müşriklerden olmayan İbrahim'in dinine [/size]

[size=16]uy, diye sana vahyettik" (en-Nahl, 16/123).[/size]

[size=16]İslâm'dan önce Arap toplumunda; Varaka b. Nevfel, [/size]

[size=16]Abdullah b. Cahş, Osman b. Hüveyris, Zeyd b. Amr, [/size]

[size=16]Kuss b. Sâide gibi kişiler hanifler arasında [/size]

[size=16]bulunuyordu. Bunlar; cansız, dilsiz, hiçbir şeye güçleri [/size]

[size=16]yetmeyen putların önünde eğilmeyi, onlara [/size]

[size=16]yalvarmayı çirkin sayan kişilerdi.[/size]

[color:70d8=red][b][i][u]Kaynak Şamil İslam Ansiklopedisi[/u][/i][/b][/color]
privacy_tip Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
power_settings_newLogin to reply