[b][font:f45c=Franklin Gothic Medium][size=12][color:f45c=#006400]ORUÇ İBADETİNİN ÖNEMİ VE YARARLARI
[/color][/size][/font][/b][font:f45c=Franklin Gothic Medium][size=12][color:f45c=#006400]Oruç, her eyden önce bir ibaadettir. İbadet, Allah için yapılır, O'nun rızasını kazanmaktan başka bir amaç taşınmaz. Müslüman kimse de ibadetini bu amaçla yapar. Ancak Yüce Allah , insana buyurduğu şeyleri insana yararlı olduğu için emretmiş; menettikleri şeyleri de insana zararlı olduğu için haram kılmıştır. Bu durum Kur'an-ı kerim'de şöyle anlatılır... “... O,onlara iyilikte emreder ve onları kötülüken alıykoyar; temiz hoş şeyleri kendileri için helâl, kötü ve pis şeyleri üzerlerine haram kılar...” Bu sebeple oruç ibadetinin tespit edilebilen yararları şunlardır:
* Oruç, nefsi kontrol altına almayı sağlar. İnsan, yeme, içme ve cinsel istek gibi arzularına hakim olabildiği orada olgunlaşır. Çünkü İmam Gazali'nin de dediği gibi oruç, insanın düşmanı olan şeytanı kahreder. Şeytanın kullandığı araç şehvettir. Şehvet de yemek ve içmekle kuvvetlenir. İşte oruç ibadeti, şeytanın bu aracını zayıflatır. Yeme, içme ve cinsel isteklerindeki aşırılıklardan insanı kurtarır. Yazın socağına ve günün uzunluğuna bakmadan, kışın soğuğuna aldırmadan Allah'ın emrini yerine getirmek için oruç tutan kimse, irade eğitimini başarıyla kazanmış bir Müslüman'dır. Oruç ibadetiyle iradesine hakim olan bu kimsenin ahlâkı da güzelleşir. Esasen oruç ibadeti, nefsi kontrol altına almak ve ona hakim olabilmek için emredilmiştir. Orucun bu amacını, orucun farz bir ibadet olduğunu bildiren ayeti kerimenin sonundaki “... Ola ki sakınıp korunursunuz.” İfadesini açıklar.
* Oruç, insanı kötülüklerden korur. Kötülükler, Allah'ı unutmak suretiyle sorumluluk duygusunu kaybetmekten doğarlar. Oruç tutan insan, ibadet hâlindedir ve Yüce Allah'ı anıp durmaktadır. Bu sebeple kötü şeylerden uzak durur. Sevgili Peygamberimiz orucun bu yönünü, savaşlarda insanı düşman saldırısından koruyan kalkana benzeterek anlatmış ve şöyle buyurmuştur: “Allah Âdem oğlunun işlediği her hayır iş kendisi içindir. Fakat oruç böyle değildir. Oruç sırf benim için yapılan bir ibadettir. Onun mükafatına da ben veririm” buyurdu. Oruç bir kalkandır. Herhangi biriniz oruç tuttuğu zaman, artık o kimse kötü söz ve iş yapmasın, düşmanlık veya bağırma da yapmasın. Eğer bir kimse ona söver yahut onunla dövüşürse hemen: “Ben oruçluyum” desin. Muhammed'in nefsi elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, oruçlu kimsenin ağız kokusu, Allah yanında misk kokusundan daha hoş ve daha temizdir. Oruçlu kimsenin iki sevinci vardır: birisi orucunu açıp iftar ettiği zaman sevinir; öbürü de Rabbine kavuştuğu zaman orucu(nun mükâfatı) ile sevinir.”
Orucun insanı kötülüklerden koruduğu ve iyiliklere yönelttiği için oruç ibadetinin tutulduğu ramazan ayında suç oranları düşer. Polisiye olayları önemli oranda azalır. Bunu Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle anlatır: “Ramazan geldiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır.”
* Oruç ibadeti paylaşmayı öğretir. Açlığı hiç yaşamamış vrlıklı insanlar, yoksul kimselerin içinde bulundukları sıkıntıları bilemezler, anlayamazlar. Ancak oruç tutan kimse, açlığın ne olduğunu yaşayarak öğrenir. Bu durum onda yoksullara karşı şefkat ve merhamet duygularının kabarmasına yol açar. Merhamet duygularını geliştirir. Elindekilerden yoksullara da vererek onların sıkıntılarını ggidermeye çalışır. Böylece oruç ibadetini yaparken insan, Allah'ın kendisine verdiği nimetleri bunlardan yoksun kimselerle paylaşır. Orucun bu yönü sebebiyle ramazan ayında toplum içinde sosyal yardımlaşma zirveye ulaşır. Yıl içinde tutulan nafile oruçlar, bu yardımlaşma ve paylaşmanın sene boyunca unutulmamasını sağlar.

[/color][/size][size=12][color:f45c=darkgreen][b][i]Mehmet DOĞRU / Emekli Eminönü Müftüsü[/i][/b][/color][/size][/font]