[color:cb01=green][size=13]İncil de ve hz. İSA as nin sözlerinde birçok kez peygamberimizden haber vermiş. Verdiği haberlerle de kendinden sonra bir Alemin reisi geleceğini ihbar etmiş. Ve bu haberlerde peygamberimizin bir kanıtı olmuştur. İşte o peygamberimizin peygamberliğini kanıtlayan ayetler:
[/size][/color]
[size=14][color:cb01=blue] [b]İncil'in âyeti:[/b][/color][/size][size=22][color:cb01=blue][color:cb01=red]قَالَ الْمَسِيحُ اِنِّى ذَاهِبٌ اِلَى اَبِى وَاَبِيكُمْ لِيَبْعَثَ لَكُمُ الْفَارَقْلِيطَا[/color][/color][/size] [color:cb01=blue]][/color][size=14][color:cb01=blue]Yani: "Ben gidiyorum, tâ size Faraklit gelsin!" Yani, Ahmed gelsin.
[b]
İncil'in ikinci bir âyeti:[/b][/color][/size][size=22] [color:cb01=blue][color:cb01=red]اِنِّى اَطْلُبُ مِنْ رَبِّى فَارَقْلِيطًا يَكُونُ مَعَكُمْ اِلَى اْلاَبَدِ[/color][/color][/size] [size=14][color:cb01=blue]Yani: "Ben Rabbimden; hakkı bâtıldan farkeden bir peygamberi istiyorum ki, ebede kadar beraberinizde bulunsun." Faraklit,[/color][/size][size=22] [color:cb01=red]اَلْفَارِقُ بَيْنَ الْحَقِّ وَ الْبَاطِلِ[/color][/size] [size=14][color:cb01=blue]manasında Peygamber'in o kitablarda ismidir.[/color][/size][right] (Mektubat - 165)
[/right]
[size=14][color:cb01=blue]İncil'de, İsa'dan sonra gelen ve İncil'in birkaç âyetinde "[b]Âlem Reisi[/b]" ünvanıyla müjde verdiği Nebinin tarifine dair:[/color][/size]
[size=22][color:cb01=red]مَعَهُ قَضِيبٌ مِنْ حَدِيدٍ يُقَاتِلُ بِهِ وَاُمَّتُهُ كَذَلِكَ[/color] [/size][size=14][color:cb01=blue]İşte şu âyet gösteriyor ki: "[b]Sahib-üs seyf ve cihada memur bir peygamber gelecektir[/b]." Kadîb-i Hadîd, kılınç demektir. Hem ümmeti de onun gibi sahib-üs seyf, yani cihada memur olacağını, Sure-i Feth'in âhirinde [/color][/size]
[center][size=22] [color:cb01=blue][color:cb01=red]وَ مَثَلُهُمْ فِى اْلاِنْجِيلِ
كَزَرْعٍ اَخْرَجَ شَطْاَهُ فَاۤزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى
سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ[/color][/color][/size]
[/center]
[size=14][color:cb01=blue]âyeti, İncil'in şu âyeti gibi, başka âyetlerine işaret edip, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm sahib-üs seyf ve cihada memur olduğunu İncil ile beraber ilân ediyor.[/color][/size]
[right] (Mektubat - 167)
[/right]
[size=14] [color:cb01=blue]Hem Türkçe Yuhanna İncili'nin Ondördüncü Bab ve otuzuncu âyeti şudur: "[b]Artık sizinle çok söyleşmem, zira bu âlemin reisi geliyor. Ve bende, onun nesnesi aslâ yoktur![/b]" İşte "Âlemin Reisi" tabiri, "Fahr-i Âlem" demektir. Fahr-i Âlem ünvanı ise, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'ın en meşhur ünvanıdır.
Yine İncil-i Yuhanna, Onaltıncı Bab ve yedinci âyeti şudur: "[b]Amma ben, size hakkı söylüyorum. Benim gittiğim, size faidelidir. Zira ben gitmeyince, tesellici size gelmez.[/b]" İşte bakınız! Reis-i Âlem ve insanlara hakikî teselli veren, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'dan başka kimdir? Evet Fahr-i Âlem odur ve fâni insanları i'dam-ı ebedîden kurtarıp teselli veren odur.
Hem İncil-i Yuhanna, Onaltıncı Bab, sekizinci âyeti: "[b]O dahi geldikte; dünyayı günaha dair, salaha dair ve hükme dair ilzam edecektir.[/b]" İşte dünyanın fesadını salaha çeviren ve günahlardan ve şirkten kurtaran ve siyaset ve hâkimiyet-i dünyayı tebdil eden Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'dan başka kim gelmiş?
Hem İncil-i Yuhanna, Onaltıncı Bab, onbirinci âyet: "[b]Zira bu âlemin reisinin gelmesinin hükmü gelmiştir[/b]." İşte "Âlemin Reisi" elbette Seyyid-ül Beşer olan Ahmed-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'dır.
Hem İncil-i Yuhanna, Onikinci Bab ve onüçüncü âyet: "[b]Amma o Hak ruhu geldiği zaman, sizi bilcümle hakikata irşad edecektir. Zira kendisinden söylemiyor. Bilcümle işittiğini söyleyerek, gelecek nesnelerden size haber verecek.[/b]" İşte bu âyet sarihtir. Acaba umum insanları birden hakikata davet eden ve her haberini vahiyden veren ve Cebrail'den işittiğini söyleyen ve kıyamet ve âhiretten tafsilen haber veren, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'dan başka kimdir ve kim olabilir?[/color][/size][right][color:cb01=blue][color:cb01=black] (Mektubat - 169)[/color][/color]
[/right]
[size=14][color:cb01=blue]İncil'in bir yerinde, İsa Aleyhisselâm demiş: "[b]Ben gideceğim; tâ dünyanın reisi gelsin[/b]." Acaba Hazret-i İsa Aleyhisselâm'dan sonra dünyanın reisi olacak ve hak ve bâtılı fark ve temyiz edip Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın yerinde insanları irşad edecek, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan başka kim gelmiştir? Demek Hazret-i İsa Aleyhisselâm ümmetine daima müjde ediyor ve haber veriyor ki: Birisi gelecek, bana ihtiyaç kalmayacak. Ben, onun bir mukaddimesiyim ve müjdecisiyim. Nasılki şu âyet-i kerime:[/color][/size]
[center][color:cb01=blue][color:cb01=red][size=23]وَاِذْقَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَنِى اِسْرَا ئِيلَ اِنِّى رَسُولُ اللَّهِ اِلَيْكُمْ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَىَّ مِنَ التَّوْرَيةِ وَمُبَشِّرًا بِرَسُولٍ يَاْتِى مِنْ بَعْدِى اسْمُهُ اَحْمَدُ [/size][/color][/color]
[/center]
[size=14][color:cb01=blue] Evet İncil'de Hazret-i İsa Aleyhisselâm, çok defalar ümmetine müjde veriyor. İnsanların en mühim bir reisi geleceğini ve o zâtı da bazı isimler ile yâdediyor. O isimler, elbette Süryanî ve İbranîdirler. Ehl-i tahkik görmüşler. O isimler, "Ahmed, Muhammed, Fârik-un Beyn-el Hakk-ı Ve-l Bâtıl" manasındadırlar. Demek İsa Aleyhisselâm, çok defa Ahmed Aleyhissalâtü Vesselâm'dan beşaret veriyor.[/color][/size]
[right] (Mektubat - 171)
[/right]
[/size][/color]
[size=14][color:cb01=blue] [b]İncil'in âyeti:[/b][/color][/size][size=22][color:cb01=blue][color:cb01=red]قَالَ الْمَسِيحُ اِنِّى ذَاهِبٌ اِلَى اَبِى وَاَبِيكُمْ لِيَبْعَثَ لَكُمُ الْفَارَقْلِيطَا[/color][/color][/size] [color:cb01=blue]][/color][size=14][color:cb01=blue]Yani: "Ben gidiyorum, tâ size Faraklit gelsin!" Yani, Ahmed gelsin.
[b]
İncil'in ikinci bir âyeti:[/b][/color][/size][size=22] [color:cb01=blue][color:cb01=red]اِنِّى اَطْلُبُ مِنْ رَبِّى فَارَقْلِيطًا يَكُونُ مَعَكُمْ اِلَى اْلاَبَدِ[/color][/color][/size] [size=14][color:cb01=blue]Yani: "Ben Rabbimden; hakkı bâtıldan farkeden bir peygamberi istiyorum ki, ebede kadar beraberinizde bulunsun." Faraklit,[/color][/size][size=22] [color:cb01=red]اَلْفَارِقُ بَيْنَ الْحَقِّ وَ الْبَاطِلِ[/color][/size] [size=14][color:cb01=blue]manasında Peygamber'in o kitablarda ismidir.[/color][/size][right] (Mektubat - 165)
[/right]
[size=14][color:cb01=blue]İncil'de, İsa'dan sonra gelen ve İncil'in birkaç âyetinde "[b]Âlem Reisi[/b]" ünvanıyla müjde verdiği Nebinin tarifine dair:[/color][/size]
[size=22][color:cb01=red]مَعَهُ قَضِيبٌ مِنْ حَدِيدٍ يُقَاتِلُ بِهِ وَاُمَّتُهُ كَذَلِكَ[/color] [/size][size=14][color:cb01=blue]İşte şu âyet gösteriyor ki: "[b]Sahib-üs seyf ve cihada memur bir peygamber gelecektir[/b]." Kadîb-i Hadîd, kılınç demektir. Hem ümmeti de onun gibi sahib-üs seyf, yani cihada memur olacağını, Sure-i Feth'in âhirinde [/color][/size]
[center][size=22] [color:cb01=blue][color:cb01=red]وَ مَثَلُهُمْ فِى اْلاِنْجِيلِ
كَزَرْعٍ اَخْرَجَ شَطْاَهُ فَاۤزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى
سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ[/color][/color][/size]
[/center]
[size=14][color:cb01=blue]âyeti, İncil'in şu âyeti gibi, başka âyetlerine işaret edip, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm sahib-üs seyf ve cihada memur olduğunu İncil ile beraber ilân ediyor.[/color][/size]
[right] (Mektubat - 167)
[/right]
[size=14] [color:cb01=blue]Hem Türkçe Yuhanna İncili'nin Ondördüncü Bab ve otuzuncu âyeti şudur: "[b]Artık sizinle çok söyleşmem, zira bu âlemin reisi geliyor. Ve bende, onun nesnesi aslâ yoktur![/b]" İşte "Âlemin Reisi" tabiri, "Fahr-i Âlem" demektir. Fahr-i Âlem ünvanı ise, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'ın en meşhur ünvanıdır.
Yine İncil-i Yuhanna, Onaltıncı Bab ve yedinci âyeti şudur: "[b]Amma ben, size hakkı söylüyorum. Benim gittiğim, size faidelidir. Zira ben gitmeyince, tesellici size gelmez.[/b]" İşte bakınız! Reis-i Âlem ve insanlara hakikî teselli veren, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'dan başka kimdir? Evet Fahr-i Âlem odur ve fâni insanları i'dam-ı ebedîden kurtarıp teselli veren odur.
Hem İncil-i Yuhanna, Onaltıncı Bab, sekizinci âyeti: "[b]O dahi geldikte; dünyayı günaha dair, salaha dair ve hükme dair ilzam edecektir.[/b]" İşte dünyanın fesadını salaha çeviren ve günahlardan ve şirkten kurtaran ve siyaset ve hâkimiyet-i dünyayı tebdil eden Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'dan başka kim gelmiş?
Hem İncil-i Yuhanna, Onaltıncı Bab, onbirinci âyet: "[b]Zira bu âlemin reisinin gelmesinin hükmü gelmiştir[/b]." İşte "Âlemin Reisi" elbette Seyyid-ül Beşer olan Ahmed-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'dır.
Hem İncil-i Yuhanna, Onikinci Bab ve onüçüncü âyet: "[b]Amma o Hak ruhu geldiği zaman, sizi bilcümle hakikata irşad edecektir. Zira kendisinden söylemiyor. Bilcümle işittiğini söyleyerek, gelecek nesnelerden size haber verecek.[/b]" İşte bu âyet sarihtir. Acaba umum insanları birden hakikata davet eden ve her haberini vahiyden veren ve Cebrail'den işittiğini söyleyen ve kıyamet ve âhiretten tafsilen haber veren, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'dan başka kimdir ve kim olabilir?[/color][/size][right][color:cb01=blue][color:cb01=black] (Mektubat - 169)[/color][/color]
[/right]
[size=14][color:cb01=blue]İncil'in bir yerinde, İsa Aleyhisselâm demiş: "[b]Ben gideceğim; tâ dünyanın reisi gelsin[/b]." Acaba Hazret-i İsa Aleyhisselâm'dan sonra dünyanın reisi olacak ve hak ve bâtılı fark ve temyiz edip Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın yerinde insanları irşad edecek, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan başka kim gelmiştir? Demek Hazret-i İsa Aleyhisselâm ümmetine daima müjde ediyor ve haber veriyor ki: Birisi gelecek, bana ihtiyaç kalmayacak. Ben, onun bir mukaddimesiyim ve müjdecisiyim. Nasılki şu âyet-i kerime:[/color][/size]
[center][color:cb01=blue][color:cb01=red][size=23]وَاِذْقَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَنِى اِسْرَا ئِيلَ اِنِّى رَسُولُ اللَّهِ اِلَيْكُمْ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَىَّ مِنَ التَّوْرَيةِ وَمُبَشِّرًا بِرَسُولٍ يَاْتِى مِنْ بَعْدِى اسْمُهُ اَحْمَدُ [/size][/color][/color]
[/center]
[size=14][color:cb01=blue] Evet İncil'de Hazret-i İsa Aleyhisselâm, çok defalar ümmetine müjde veriyor. İnsanların en mühim bir reisi geleceğini ve o zâtı da bazı isimler ile yâdediyor. O isimler, elbette Süryanî ve İbranîdirler. Ehl-i tahkik görmüşler. O isimler, "Ahmed, Muhammed, Fârik-un Beyn-el Hakk-ı Ve-l Bâtıl" manasındadırlar. Demek İsa Aleyhisselâm, çok defa Ahmed Aleyhissalâtü Vesselâm'dan beşaret veriyor.[/color][/size]
[right] (Mektubat - 171)
[/right]
