[center][img(208,128)]http://www.kalbesimya.com/images/stories/imamsafi.gif[/img] [/center]


[font:f18f=Verdana][size=9]Hak olan ehl-i sünnete mutabık dört mezhepten birisi olan Şafii mezhebinin kurucusu İmam-ı Şafii, en büyük müctehidlerdendir. Kur’an ilmini, Kur’an’ın mana, gaye ve sırlarını hakkıyla öğrenmiştir. Vera ve takvada en ileri idi. Fıkıh usulü ilminde ilk kitabı yazandır.[/size][/font]

[font:f18f=Verdana][size=9]İmam-ı Şafii, on üç yıl Mekke’de Harem-i Şerifin içinde oturdu ve İmam-ı Malik’ten ders aldı. Bütün ilimlerde zamanın en ileri gitmiş olanı idi. İmam-ı Hanbel’e hocalık etti. On beş yaşında iken fetva vermeye başladı. İmam-ı Hanbel tarikat ehli ve üç bin hadis-i şerif ezberlemiş ak sakallı bir ihtiyar iken kendisine; “Siz nasıl oluyor da bir çocuğa mürid oluyorsunuz?” dediklerinde, “Ben ne ezberledimse manasını Şafii’den öğrendim.” demiştir. İmam-ı Şafii Bağdat’ta iki yıl kalmış, sonra tekrar Medine’ye dönmüştür. Daha sonra Mısır’a yerleşerek, orda ömrünün sonuna kadar kalmıştır. [/size][/font]

[font:f18f=Verdana][size=9][color:f18f=#000000][b]İçim Mısır’a gitmek şevkiyle yanar,
Ne çare arada iller, çöller var.
Bilmem açılır mı baht ile zafer?
Yoksa mezara mı sürükler kader?[/b][/color][/size][/font]

[font:f18f=Verdana][size=9]İmam-ı Şafii Hz.lerinin heybetli bir görünüşü vardı. O bakarken arkadaşları su bile içemezlerdi, çekinirlerdi. Otururken bir örtüye bürünür, bir yastığa dayanırdı. Orta halli elbise giyinirdi. Yüzük kullanırdı. Yüzüğünün taşına şu yazıyı kazıttırmıştı: “İtimat için İdris oğlu Muhammed’e Allah kafi.”[/size][/font]

[font:f18f=Verdana][size=9]Gecelerini üç kısma ayırmıştı; bir kısmında uyur, bir kısmında namaz kılar, bir kısmında da yazardı. Biri gelip bir şey istese, isteyen kendisi imiş gibi utanırdı. İstenen şey elinde varsa derhal verirdi. [/size][/font]

[font:f18f=Verdana][size=9]Şöyle buyurdu:
-“Kendimi bildim bileli hiç yalan söylemedim. Ne doğru ne de yalan bir iş için yemin etmedim. Cuma günü, kış olsun yaz olsun, hazerde olsun seferde olsun, namazdan önce yıkanmayı bırakmadım. On altı yıldır bir defa hariç karnımı tıka basa doyurmadım. O bir defa çalışma saatimin boşa gittiği bir andı.”[/size][/font]

[font:f18f=Verdana][size=9]İmam-i Şafii İslam şeriatı esasının, Allah’ın kitabı ve O’nun elçisinin sünneti olduğuna inanırdı. Bir talebesi şöyle demiştir:
“-Şafii tefsire başlayınca, Kur’n’ın inişine şahit olmuş gibi davranırdı.”
Talebelerine daima hadis araştırmayı teşvik ederdi. Kendi görüşüne muhalif olan sahih bir hadis bulurlarsa, kendisinin görüşünü bırakmalarını ve o hadis ile amel etmelerini isterdi.[/size][/font]

[font:f18f=Verdana][size=9]İmam-ı Şafii anlatıyor: “Bir gün Peygamber Efendimizi rüyada gördüm. Bana kim olduğumu sordular. Ben de:
“-Ya Resulullah! Senin bölüğündenim.” dedim.
“-İleri gel.” dedi, gittim.
“-Ağzını aç.” dedi, açtım.
Ağzıma mübarek dili üzerindeki ıslaklıktan bir miktar nakletti, ağzımın içi doldu.
“-Var! Şimdi, senin işin tamamdır.” dedi.
Aynı saatte Hz.Ali’yi rüyamda gördüm. Parmağıma bir yüzü taktı. Arkasından da:
“-Peygamberin ve benim ilmim sana kutlu olsun.” dedi.[/size][/font]

[font:f18f=Verdana][size=9]Bir sabah dostlarından biri İmam’a sordu:
[/size][/font]
[font:f18f=Verdana][size=9]“-Nasıl sabahladınız?” İmam ona şu ibret dolu cevabı verdi:
“-Kendisini, şu sekiz şeyin beklediği kimse nasıl sabahlar? Allah Kur’an ile; Resulullah sünnet ile; Hafaza melekleri, konuşacağın sözler ile; şeytan, günah ve isyanlar ile; çoluk, çocuk nafaka ile; ölüm meleği ruhumuzu almak ile; bizleri beklemekte ve takip etmektedir. [/size][/font]

[font:f18f=Verdana][size=9]Rabi Hz. anlatıyor: “Vefat edeceği zaman, Şafii Hz.nin yanına vardım, halini sordum. Şöyle dedi ve ağladı: “Dünyadan göçüyorum. Ondan artık ayrılıyorum. Ümit şarabını da içiyorum. Kötü amellerimle karşılaşacağım. Ama Kerim olan Rabbime gidiyorum.”[/size][/font]

[font:f18f=Verdana][size=9]Arif kişilerden birisi, İmam-ı Şafii hz.ni ölümünden sonra, rüyasında gördü ve sordu:
“-Hakk Teala sana ne ikramlar etti?”
“-Rabbim bana bir altın taht ihsan etti ve oturttu. Üzerime cevherler saçıldı. “Her kim seni severse yargılayacağım ve kıyamette sana komşu kılacağım” dedi.[/size][/font]